O kadar uzun zaman olmuş ki ağız dolusu gülmediğimiz, sanki bu mutsuzluk her anımızı teslim almış. Susuyoruz, konuşmuyoruz, ağıtlar arasında, neşeli müzik dinlemeyi en büyük ayıp sayıyoruz. İşte bugün ağız dolusu gülmelerden oluşan fotoğraf kareleri eşliğinde, EMEK’imizin sayfalarında iki söyleşi okuyacaksınız.
İki insanın hayatını birleştirmesi sırasında tanıklığımıza başvurulmuştu. Hozat Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Müdürü Güler Yavuzer ile Bağlama Eğitmeni Ali Musa Günel’in hayatlarını birleştirdiği düğünde Kaymakam Bekir Demir ile ben şahitlik ederken çiftlere, Belediye Başkanı Celaleddin Polat kıymıştı nikahı.
Cumayı bir sonraki güne bağlayan gece katıldığımız düğünün ardından, öğle saatlerinde de Hozat Adliyesi, kaymakamlık ve ilçede çok sayıda kurumu barındıran binanın bahçesinde kaymakam ve belediye başkanı ile söyleşi yapıyorum.
Ölüm ve öldürülmüşlük o kadar uzun süre teslim almış ki bizi, bu girdabın, karanlığın, acının içinden biri bizi çekip alsın istiyoruz.
Devlet ağırlığı ve ciddiyeti…Ne sık duyduk bu tanımlamayı. Bu kadar ciddiyet ve ağırlık telkini nedeniyle olsa gerek, adliye binalarına gidin, hayata belki daha yeni başlamış, yeni yetme bir cumhuriyet savcısının ve hakiminin, otuzuna gelmemiş bir kaymakamın, kırkındaki bir valinin yüzünde tebessüme hasret kalırsınız. Sanırsınız ki, gülümserse bu karşısındakine cinayet işleme cüreti kazandıracak.
Erkeklerin kadınlara sitemidir; “Sevmeye de sevilmeye de gelmiyorlar” cümlesi. Doğrudur. Gerçekte aslında bu ülkenin büyük çoğunluğu ne yürek dolusu seviyor, nede coşkuyla seviliyor. Yarım yamalak, bölük pörçük, derme-çatma savruk hayatlarda, damıtabildiğimiz tek şey mutsuzluk oluyor.
İşte bu nedenle sokağa çıkma yasağı, ölüm, çatışma, eylem, bombalı saldırı haberlerini gerekli görenler, iki insanın hayatını birleştirdiği karelere tahammül edemeyip gereksiz görebiliyor.
Mutsuzluğun arasında mutluluğa tahammülsüzlüğün dışavurumu bu olay, gerçekte başkalarının mutluluklarıyla pek de mutlu olamadığımızın resmidir belki.
Acıların çocuklarıyız. Acının kucağına doğduk, onunla büyüdük ve onunla yol alıyoruz. Diğer tüm duygular terk ederken bizi, bir tek o vefasından (!) taviz vermeden kol kola yürüyor bizimle…?
Bu söyleşileri, hayatınızın orta yerine bir aydınlanma bırakma çabası olarak okuyun. Ağız dolusu gülen, biri ilçenin mülki amiri diğeri yerel yöneticisi iki insanın sırt sırta vermiş halinden, siz de bir parça sırtınızı bir dosta dayamış hissine kapılın.
Söyleşiye konu edilenleri bu sayfalara taşıyan; çalışmaları, çalışmamazlıkları değil, uyumları oldu. Çünkü ikisi de henüz sorgulanacak bir geçmişe sahip zaman zarfında yöneticilik yapmadı bu ilçede.
Bir gün mutlaka o yönleriyle de habere konu olacaklar. İyi yönde mi yahut olumsuz mu onu da bu iki insanın görev yaptığı zamanlarda tavırları, yaptıkları ve yapmadıkları belirleyecek.
Siz söyleşileri okurken, fotoğraf karelerindeki o en coşkulu haliyle ağız dolusu gülmelere odaklanın. Göreceksiniz ki, bu bile hepimize iyi gelecek.
Bizi;
Tunceli EMEK Gazetesinin www.tunceliemek.com.tr adlı günlük güncellenen haber sayfamız ile
facebook sayfaları olan (TunceliEmek veya Tunceli EMEK Gazetesi),
Tunceli EMEK Gazetesi Grubu (Tunceli EMEK Gazetesi) ve
Twitter’dan da (@TunceliEMEK) takip edebilirsiniz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder