Tunceli Valisi Sayın Hakan Yusuf Güner başkanlığında 2013 yılı 3. Dönem koordinasyon Toplantısı yapıldı. Çok duyardım bu koordinasyon toplantılarını.
Koordinasyon…
Sözcüğün kendisi bile güzel. Bendeki çağrışımı, takım çalışması şeklinde yankı buluyor çünkü. Doğrusu daha önceleri hiç katılmamıştım. Nitekim ben bu kentte koordineli iş yapılması beklentisinden çoktan vazgeçmiştim. Koordinasyon toplantılarını bu nedenle yıllardır yaptığım öğretmenlikte kompleksleriyle ve yetersizlikleriyle bir abide gibi duran ancak hak etmediği koltuğu bir türlü bırakmayan çok sayıdaki okul müdürünün heba ettiği zamanımızın öğretmenler toplantısı kadar anlamlı (!) bulurdum.
2004 yılında gelmiştim Tunceli’ye. Tuncelili olan ve Tuncelili olmaktan gurur duyan biriyim. Ancak hakkını teslim etmek lazım ki, avuç içi kadar küçük bu kentte insanı hayli yoran, enerjisini tüketen yine bir avuç insan varken o kadar kalabalıklar ki bunu nasıl başarıyorlar anlamak zor.
Geldiğimde Vali Ali Cafer Akyüz zamanıydı. Tunceli EMEK Gazetesini kurduğumda kardeşlerimle birlikte ziyaret etmiştik. EMEK adı kendisinde kaygı ve siyasi bir çağrışım uyandırmış olmalı ki uzun süre beni her gördüğünde Türkiye Cumhuriyetinin varlığı ve birliğine dikkat çeken cümlelerle konuşmalarına başladı.
Güzel olansa, hem dikkat çekerken hemde kendisi dikkatle beni ve gazetenin yayın çizgisini takip ediyordu.
O dönemde Tunceli’de iki insanın bürokratlığından ötürü hem kendimi hem kenti şanslı bulduğum zamanlar çok oldu. Şimdi dahi hatırlarken her ikisini aynı saygınlıkla yad ediyorum. Bu iki özel insandan biri Vali Ali Cafer Akyüz diğeri de dönemin Milli Eğitim Müdürü Yaşar Sarıyar’dı. Sarıyar, dindar ancak dini insanlıkla müthiş bir kombinasyonla harmanlamış kendisiyle çalışmaktan hep saygıyla bahsedeceğim biri olarak belki daha sonraları da yazılacak bir çok yazıda cümlelerimde yer bulacaktır.
Dönemin Valisi Sayın Ali Cafer Akyüz sabah saat 08.00’da kurumlara çalışanlarla birlikte gidecek kadar otokontrol mekanizmasını işleten biri oldu. Bu kadar hantal yapıda kurumlarda dahi kendisine bu denli sevgiyi biriktirmeyi nasıl başardı şaşılacak şey.
Özlemle anılan bu iki bürokrattan sonraki yıllarda, kent sanki ütopik bir hayale gark oldu. Ne gelenlerin kenti sevmek gibi bir davranışı oldu nede onları, yanlarında o anlık çıkarları için saf tutanların sahte sevgisi dışında sevenleri oldu.
Bu koordinasyon toplantısına katılmayı istedim çünkü sanki Sayın Vali Hakan Yusuf Güner benim özellikle son günlerde daha yoğunlaşan bir çabayla olmasını istediğim kentte sayılarını 10’un üzerine çıkarabilmek gayretiyle takım oluşturma ve ortak çalışma kültürü geliştirebilme beklentim ile ümidimi gerçekleştirecekmiş kanısına sevk etti.
Madem bu kentte yaşıyordum ve bir bireydim, üstelik yaşamım boyunca bir makam, mevki ile elimdeki gücün arkasına sığınma ihtiyacı hissetmemiştim orada da dinleme, gerektiğinde söz söyleme hakkım vardı diyerek katıldım.
Sayın Vali Güner konuşmanın bir yerinde “Düzeltmek için Hakan Yusuf Güner’i mi beklediniz?” diye soruyor.
Evet Sayın Valim, bu ülke ve daha da özele indirgersek bu kent gerçekten kahramanlar bekliyor. Kendisi çaba sarfetmezken, bir kahraman çıksın ve dokununca tüm çarpıklıkları düzeltsin istiyor.
Çocukluğumuz sihirli değnekler ve eşelediğimizde kumların arasından lambadan çıkan dilediğimizi gerçekleştiren zenci cinlerle şekillendi. O gün bu gündür yaşam kalitemizi artırmak için asla parmağımızı kıpırdatmazken, çene kaslarımız alabildiğince güçlenmiş vaziyette. Durmadan ama tekrarlı biçimde ağzımızdaki çamurla aramızdan sıyrılıp güzel şeyler üreten sayıları ne yazık ki çok az olan başarılı, çalışkan insanları kirletiyoruz.
İflah olmaz karamsar bir tablo yok kaygılanmayın. İnat ve kararlılık varsa şayet düzeltilebilir bir bünyemizde var emin olun.
Şimdi koordinasyon toplantısıyla başlamışken kısa bir özet ve son niyetine birkaç cümlem daha olacak:
O gün koordinasyon toplantısında konuşan Tunceli Belediye Başkanı Edibe Şahin’in “Dört yıldır koordinasyon toplantılarına katılıyorum. İlk kez bu yıl bu toplantılarda gerçekten bir şeyler düzeltiliyor. Kurumlarla yaşanan sorunlar çözümleniyor. Sayın Valimize teşekkür ediyorum.” cümleleriyle toplantıda söz alan Pertek Belediye Başkanı ve yine Edibe Şahin’in de aralarında bulunduğu birkaç yöneticinin konuşmalarında Vakıflar Bölge Müdürünün katılmasına şaşkınlık-mutluluk cümlelerinden anladığım kadarıyla, geçmişte toplantılar bizim okul müdürlerinin eziyete dönüşen bol tartışmalı ancak hiç birinin de odak noktası eğitimin kalitesi olmayan akşam kahvehanelerde müdürle öğretmenlerin okey masalarındaki kırgınlığın dışavurumu boş cümlelerle tüketilen tarzdaymış.
***
Daha iyi bir kentte yaşamak istiyorum kendi namıma. Orada da söz aldığımda Karayolları 8. Bölge Müdürü Hüsamettin Özendi şahsında sorduğum sorularda da bu özlemimi huzurunuzda cümlelere yükledim.
Şimdi Sayın Valim, Ali Cafer Akyüz’den sonra ilk kez yeniden bir şeyler farklı olacak mutluluğunu duyumsar oldum (k) ben ve son günlerde size dair konuşan bir çok insan.
Lütfen bu keyfi yarıda bırakmayın olur mu?
Çünkü çatışmalı süreç biraz mola veripte huzura kıyısından köşesinden eriştiğimiz kısa süreli geçen aylardaki zamanda anladık ki; biz 30 yıldır derin bir travma yaşıyormuşuz ve artık bu bünyede kasvetli mülki amirleri, korkuyla dayatılmış yerel yöneticileri, çalışmayan-beyin ölümü gerçekleşmiş kurum amirlerini, diktatör askeri üst düzey personel ile emniyetin insanda kendisini emniyette hissettirmeyen bürokratlarını çekecek mecal kalmamış.
Keyifli bir toplantıydı. Muhtemelen dinleyici olarak katılıp sorumluluğum kısmında kendime görev yükleyeceğim zamanlar da olacak.
husniyekarakoyun@tunceliemek.com.tr
Bizi Tunceli EMEK Gazetesinin facebook sayfası (TunceliEmek), Tunceli EMEK Gazetesi Grubu (Tunceli EMEK Gazetesi) ile Twitter’dan da (@TunceliEMEK) takip edebilirsiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder