Kendimi
ıssız bir ormanda yağmur duasına çıkmış kadar biçare hissediyorum.
Günlerdir boğazıma düğümlenmiş, sanki geçmiş zaman yediklerim. Pazar günü
otuzlarında sokakta bir karşılaşmışlıkla, gözaşinalığı dahi yaşamadığım bir
genç, kendisini Munzur’un azgın sularına bırakmış. Anlatımlar, aşırı alkollü
olduğu ve bedenini kontrol edemeyince suya düştüğü yahut arkadaşlarıyla şakalaştığı
yönünde.
Biçarelik
dizboyu. Munzur, her bahar olduğu gibi yine kendisine bir kurban aldı?
Bugün öğle arası zamanda, yüreğine sığındığım bir dostla Cemevinin Gole Çetu’ya nazır tepesinde oturmuşken, karşı kıyılardaki arama çalışmalarına odaklanıyorum.
Günlerdir, bir aile umutlarını belki çoktan bohçalamış, umutsuzluğun arasında Munzur suyunun aldığını geri vermesini bekliyor.
Acının resmi ve tarifi olur mu?
İşte bu tarifsiz acı arasında insanın çaresizliğin en dibinde dolaştığı zamanlarda bir sosyolog tahliline ihtiyaç duyulan haliyle kendince çözümlemeler yapıyor. Devlet helikopterini Ozan Metin için havalandırmışgörürken, geçmişte o helikopterlerin bizden çaldığı yaşamlar geçiyor bir filmşeridi hızında belleğimden.
Yığınla acı üşüşüyor beynime. Oysa baharın insana coşku veren tadında bir havanın tüm cezbediciliğiyle gidilmişti bu Gole Çetu’ya nazır tepeye.
Toplama acılar yumağı bu kentin tarihi. Ebeveynler çocuklarından elini eteğini çektiğinden bu yana yaşanmakta en derin acılar. Devlet aldığını öğütürken zindan köhneliğindeki mahpushane çarkında, sırf kimse dağa çıkmasın diye bırakmıştı alabildiğince serbest çocuklarını ana babalar. Dağile devlet arasına sıkışmış otuz küsur yılda, şimdi gelinen noktada, bu dramla yaşıt gençler, amaçsızca harcar oldu hayatlarını. Bir yol göstericileri de yok zaten. Bu nedenle bir zamanlar devrim naraları atılan bu kentin sokakları, şimdi geceleri alkol kusuyor tüm acılarının ve kendisine yaşatılanın üstüne.
Ketremsi bir tat var boğazıma düğümlenen yumruk ağırlığınca. Ters bir gülücük kondurmuş gibi hayat, tıpkı bir zamanlar sevdanın en kırmızı halini yaşatmışçasına bağlanılanın yaptığı ve böylece yüreğe kurşun sıkmış ve yok etmiş gibi geri dönüşüm kutusunda dahi bırakmamacasına hatıra yolculuğundan siliniyor herşey. Artık iyiye dair şeylerin yerini bir acıtılmışlık alıyor. Kırılanları, iyi ki ve keşkeler sarmalında yan yana taşıyanların anlamsızlığı kaplıyor yüreği. Artık her şey boş ve geçmişe gömülü. Acının mezarlığına hapsedildi yüreklerdeki incinmişlikle. Gayrı ne söylense boş bu saatten sonra.
Tıpkı düşler gibi, kor bir alazda yürek Munzur’un asiliğine kapılmış ne acı.
Atalarının
kanıyla bir zamanlar kırmızı akan Munzur, şimdi kandan beslenmeye alışmış wampir
saldırganlığıyla alıyor kendine bir bir kurban.
İlerde kendisine bakarlar diye yaptığı onlarca çocuğu, devlet ve dağarasındaki sıkışmışlıkta heba olmasın diye bazen büyük kentlerin varoşlarına savururken anne ve babalar, gidenler taşıdıkları yükün ağırlığınca unutuyor geride kalanları.
Bu nedenle, Munzur son yıllarda çaresiz babaları, anneleri ve oğullarla kızları alıyor koynuna da günler sonra tanınmayacak halde iade ediyor götürdüklerini.
Munzur bir devlet gibi karakutu oldu nicedir. Önüne kattıklarını günlerce saklıyor sonra şahitsiz, öldürüp bir yerlere bırakıyor.
Helikopter dolanırken Munzur’un üstünde, devlet Munzur’a gömüldü bulur mu acep diye geçiriyorum içimden. Yada bu su arındırır mı bir gün, savurur mu gözelerdeki temiz ve saflığıyla devleti de günler sonra en mahrem kıyısına.
İlerde kendisine bakarlar diye yaptığı onlarca çocuğu, devlet ve dağarasındaki sıkışmışlıkta heba olmasın diye bazen büyük kentlerin varoşlarına savururken anne ve babalar, gidenler taşıdıkları yükün ağırlığınca unutuyor geride kalanları.
Bu nedenle, Munzur son yıllarda çaresiz babaları, anneleri ve oğullarla kızları alıyor koynuna da günler sonra tanınmayacak halde iade ediyor götürdüklerini.
Munzur bir devlet gibi karakutu oldu nicedir. Önüne kattıklarını günlerce saklıyor sonra şahitsiz, öldürüp bir yerlere bırakıyor.
Helikopter dolanırken Munzur’un üstünde, devlet Munzur’a gömüldü bulur mu acep diye geçiriyorum içimden. Yada bu su arındırır mı bir gün, savurur mu gözelerdeki temiz ve saflığıyla devleti de günler sonra en mahrem kıyısına.
husniyekarakoyun@tunceliemek.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder