Bugün bir parça delirsek...!
Çekiyor yüreğimiz bizi dara. Kimi zaman yamacına bağdaş kurup, “Yok mutlaka bize bir diyeceği olacak” iç geçirmeleri eşliğinde duruyoruz ama nafile, olmuyor.
Beklenti işte. Topluyoruz hayal kırıklığını, umudu bir başka bahara saklayarak yol almalarımız başlıyor yeniden.
Bayramlarımız var: Kurban Bayramı, Ramazan (Şeker) Bayramı, daha adıyla ortaklaşamadığımız Nevruz ya da Newroz Bayramı, İşçi-EMEKçi Bayramı, Zafer Bayramı, Çocuk Bayramı, Gençlik Bayramı, Cumhuriyet Bayramı…
En güzel olan, diyetisyenlere, beslenmemizin içine edenlere göre sakıncalı olsa da seceresi, bazıları da Ramazan Bayramı bu, ne şekeri diye itiraz etse de ben en çok adından mıdır nedir Şeker Bayramını sevdim hep.
Bayram ya, bir de tat varsa içinde, varsın şeker sağlığa zararlı olsun.
En son zaten kim düşündü ki sağlığımızı? Ruhumuz dumura uğrarken, baharın müjdecisi çiçekten alırken adını, cemre her bir tarafa düşüp en son baharı müjdeleyeceği sırada, toprak ana bağrı gibi sererken kendisini insanoğlunun emrine, biri ne olur artık bizi düşünsün bu Nevruz ya da Newroz’da…!
“Bugün bayram, erken kalkın çocuklar” diyordu kendisi de toprakla buluşmuş olan Barış Manço.
Kar ve boranla özdeşleşmiş 1 Şubat günü ve 1999 yılında çocuklara kah çağrı, kah onlarla program yapan Manço, ayrılmıştı bu diyardan ve toprak anaya sığınmıştı.
Şimdi bugün bayram ya hani, keşke giysek en güzel giysilerimizi, çıksak sokaklara ve “Bugün bayram diye erken kalktık ey millet” diye haykırsak.
Sancımasa sol yanımız, ruhumuz acımasa mesela…
Gülsek ağız dolusu. Artık beklemesek 17 Nisanları, birkaç yılda bir “Mart”ları kabusa çeviren seçim zamanlarını…
Ne var ki, birilerini seçmek neden kabusa dönüşsün ki?
Niye her seçim kasvetini bir başka seçimle adeta ortaklaştırıp hep üzülen, kahrolan, bekleyen, daralan, boğulan oluyoruz ki?
Tunceli’de mesela, neden her güne gözaltı, tutuklamalarla uyanıyoruz ki?
Tunceli’de mesela, neden her güne gözaltı, tutuklamalarla uyanıyoruz ki?
İçeri giren her insanla, başkalarına yaşam alanı hiç açtık mı ki?
Can acıtmanın cana iyi geldiğini kim öğretti ve söyledi ki bize?
Başkası mutsuzsa, mutlu olmanın formülünü kim bulduysa paylaşsın o zaman bizimle…
Başkası mutsuzsa, mutlu olmanın formülünü kim bulduysa paylaşsın o zaman bizimle…
Ben çünkü, neredeyse doğduğumdan bu yana hep inşallah temennisiyle bir şeyleri beklediğimi hatırlıyorum.
Gelip geçmesini beklediğimin nevii değişiyor ama ben ve çevremdekilerin temennileri hep aynı…
Bugün bayram. Nevruz ya da Newroz, ne önemi var ki adının. Adı bayram ve baharı muştuluyor.
Bugün gülmek serbest olsa bari…Ağız dolusu gülmek mesela…
İyisi mi bari bir deneyelim, belki iyi gelir. Ya da belki şakacıktan bu gülmelerimiz gerçeğe dönüşür…
Ben deneyeceğim, sizi bilmem…
husniyekarakoyun@tunceliemek.com.tr
***
Gazetemizi;
Facebook'ta: Tunceli EMEK Gazetesi
Twitter'da @TunceliEMEK
internette:
www.tunceliemek.com.tr
adresinden takip edebilirsiniz..
Facebook'ta: Tunceli EMEK Gazetesi
Twitter'da @TunceliEMEK
internette:
www.tunceliemek.com.tr
adresinden takip edebilirsiniz..