
Her sabah yeni bir güne uyanıyoruz. Bunca karanlık, kasvet ve kaosa rağmen güneş doğmaya, dünya dönmeye devam ediyor.
“Zor günlerden geçiyoruz” tekrarlı nakaratına inancımızı çoktan yitirdik muhakkak. Çünkü biz ülke olarak zorun orta yerine bağdaş kurmuş, geçmesine asla izin vermek niyetinde de değiliz.
İnsanlar gözaltına alınıyor, geçmiş yıllarda olduğu gibi…intiharlar yaşanmaya başladı. Yargılamalar, görevden almalar…
Suçlunun yargılanması ve cezalandırılması kabul edilebilir de, araya suçsuzlar karışıp canı yanarsa diye yürek sızlamakta…
Adalet; aldıklarını, yargıladığında salıverirse bir gün “Yanlışlık olmuş. Pardon” diyerek, kim iade edecek onlara kaybettirdiklerini.
Bu ülke sürekli bir grup vatandaşını alıyor, paçavraya çeviriyor sonra “Pardon” diyor.
Asıyor mesela. Darağacında sallandırıyor, hapse atıyor, araçlara bindirip teşhir ederek nezarethanelere götürüyor, polisin zaman zaman ensesine indirdiği şaplaklarla TV’lerden haberler izliyor, sonra bunun insan olduğu gerçeğinden uzaklaşıp sanal dünyada bir de biz büyük habercilik olayı gibi paylaşıyoruz.